Eyvah! Korona mı oldum?

Tüm dünyayı kasıp kavuran korona virüsüne yakalananların her geçen gün giderek artması toplumların psikolojisini de olumsuz yönde etkilemektedir. Hızlıca tüketilen maskeler, stoklanan yiyecekler, uyku bozuklukları, öfke patlamalarında artışların olması, “Yanımdan öksüren biri geçti. Eyvah! Acaba ben Korona mı oldum?!” gibi söylemlerin fazlasıyla artması toplumun kaygı düzeyinin ne denli arttığının göstergesidir.

Korona virüs ile birlikte gece rüyasında kâbus görenlerin sayısında ciddi artışlar olmaktadır. Gün içinde izlediğimiz virüsle ilgili haberler, karantina sürecinde eve kapanmanın yarattığı stres, ekonomik kaygılar, gelecek ile ilgili belirsizliğin yarattığı kaygılar ve sağlığımızla ilgili kaygılar gece uykumuzda kâbuslar görerek kendini gün yüzüne çıkarmaktadır. Bu kâbuslar virüsle ilgili olmak zorunda değil, kendimizle veya çevremizle ilgili hassasiyet duyduğumuz herhangi bir konuda da olabilir. Örneğin, hamile bir kadının bebeğiyle ilgili gördüğü korkutucu rüyalar, işten kovulduğunu gören biri, sevgilisi tarafından aldatıldığını gören biri gibi…

Bu süreçte takıntılı kişilik yapısına eğilimi olan bireylerin takıntılı düşüncelerinde (obsesyonlar) ve sık sık el yıkama, kolonya kullanma, dışarıdan geldiğinde saatlerce temizlik prosedürleriyle ilgilenme gibi özellikle temizlikle ilgili tekrarlayıcı (kompulsif) davranışlarında yoğun artış olduğu gözlemlenmektedir. Korona virüs ile birlikte panik atak, depresyon, psikosomatik sıkıntılarda da artış olduğu görülmektedir.

Yoğun kaygı yaşayan bireylerde bazı semptomların gelişmesiyle “Acaba Korona mı oldum?” duygusu hemen oluşuverir ve bu durumda hemen doktor kontrolüne gitme ihtiyacı duyabilir. “Sahte Korona” olarak da bilinen bu durumdaki bireylerin hastaneye başvuru oranlarında çok ciddi artış olduğu belirtilmektedir. Bu düşüncelere sebep olan en yaygın kaygı semptomları:

  • Panik, korku ve sinirlilik duyguları
  • Nefes darlığı
  • Ellerde veya ayaklarda aşırı terleme veya uyuşma
  • Göğüs ağrısı veya kalp çarpıntısı
  • Ağız kuruluğu, bulantı, baş dönmesi
  • Kas gerginliği
  • Kontrol edilemeyen, takıntılı düşünce
  • Travmatik olayların tekrarlanan düşünceleri
  • Mantıksız tekrarlayıcı davranışlar
  • Hareketsiz ve sakin olamama
  • Yorgunluk
  • Sinirlilik

Korona virüs ile kaygı semptomları birbirinden ayıran en önemli özellik Korona virüste ateş ve kuru öksürük olurken kaygı semptomlarına öksürük ve ateş görülmez.

Bir kişi nefes darlığı içeren bir panik atak geçirdiğinde, genellikle 20 ile 30 dakika sürer. Solunum güçlüğü çeken korona virüsü olan biri ise, genellikle grip benzeri semptomların yanı sıra daha uzun bir süre bu nefes zorluğa sahip olacağı ayırt edici özellik olarak belirtilmiştir (Cohen, 2020).
Bu yüzden hastaneye başvurmadan önce bu semptomların kaygımızdan mı kaynaklandığını yoksa korona semptomları mı olduğunu iyice analiz edip ondan sonra gerek duyulursa hastaneye gitmekte fayda var. Zira bu süreçte hastaneye gittiğimizde virüs kapma oranımız artacaktır. Kaygıdan kaynaklıysa kendinizi rahatlatmanız için haber izleme sürenizi kısıtlamanızı, nefes egzersizleri ve rahatlatıcı gevşeme egzersizlerine odaklanmanızı ve zihninizi boşaltmanıza yardımcı olacak size iyi gelen etkinlikleri uygulamanızı öneririm. Sevgiyle ve sağlıkla kalın…
Uzman Klinik Psikolog

Janin Marazyan

Kaynak: Cohen, I.S., 2020. Anxiety vs. Coronavirus: How to Tell the Difference. www.psychologytoday.com